KÖŞE YAZISI Haber Girişi : 16 Ocak 2021 11:31

"Sevmekten kim usanır tadına doyum olmaz "

"Sevmekten kim usanır tadına doyum olmaz "

İzmir meyhaneleri, liman şehirleri böyledir. Akdeniz’in her köşesine savrulmuş liman kentlerde hayat biraz da rutin ve kendiliğinden akar, her kuytu köşe hayattan bir an, bir lahza çalabilmek ve huzur bulabilmenin öteki adıdır. Kentin geleneksel ticaret merkezinin aslında tam içindedir liman kent meyhaneleri ve tek tekçileri ama sotadırlar kendilerince ağırbaşlı ve vakur insanların mekanlarıdır onlar, kimseyi rahatsız etmezler günün yükünü ve yorgunluğunu eve götürmek istemeyenlerin hemen oracıkta fava ve beyaz peynirle, cibesle, ekşili turp otuyla iki tek atıp rahatlayanların mekanıdır meyhaneler dahası veresiye defterine yazılan akşam keyiflerinin maaş alındı mı ilk uğrak yerleridir borcu kapatmak için müthiş bir güven ve saygı vardır. Meyhanecinin müşterilere rakı ikram ettiği güzide yerlerdir İzmirin eski meyhaneleri  rakının yanında bir de Arnavut ciğeri. Hepsi tadımlık ama sunuştaki zerafet ve incelik bir başka güzeldir. Güzel insanlardı ve kafaları da güzeldi o masumiyet çağı adamlarının, mesai bitiminden yani 5 den 7 ye kadar süren bir rahatlama süreci sonra eve giderken şam tatlısı alıp götürek evdekilere ne büyük zevkti. Mezarlıkbaşı, İkiçeşmelik ve Agora ile 2.beyler ve Kemeraltında konuşlanmış o meyhaneler bu şehrin öteki yüzü, tadı tuzuydu. Evkafta memur hikmet efendi iş çıkışlarında müdavimiydi, Halil rıfat paşa Şehit nihat bey caddesinde babadan kalma evine gitmeden önce mutlaka Veysel çıkmazına Ferit babanın yerine uğrar iki duble ile hayallerine hayal  yan taraftaki masada Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir arkadaşlarıyla demlenirdi. 2.beylerdeki Bodrum meyhanesi şehrin entelektüellerini ve Kemeraltı esnafını ağırlardı sıklıkla. Coğrafya bölümünden profesör Cezmi hocamın da uğrak yeriydi. Bir güzel insanda oydu hayatımın içinde. Sorbonne doktoralıydı.

 Adanalı bu bıçkın ve güzel insan İspanyol paça pantolon ve yumurta topuk sivri burun ayakkabılarıyla 2.beylerdeki Bodrum meyhanesinin müdavimlerindendi ara sıra bizde ona takılırdık. Mütevaziliği ve paylaşmayı her şeyi ondan öğrenmiştik bulut rengi rakı bardaklarının gölgesinde Yalova meyhanesi sonra kemeraltı esnafının uğrak yeriydi. Dr. Onur Şenli’nin Türkiye de ünlü yaptığı Agora meyhanesi. O şarkı bir süre sonra bütün Türkiye’nin dilinden düşmemişti. Evet meyhanelerde yaşanıyordu aşkların ve dostlukların en güzeli. Anafartalar caddesindeki hayyam sonra ismiyle müsemma bir İzmir meyhanesi ve daha sonra zeytinlikteki Nihat babanın Tulumbalı Meyhanesi. Hepsi izmirin tadı tuzuydu, hepsi bu şehir ve insanlarına nefes aldırdılar. Şimdi birkaçı dışında yitip gittiler ve ben şimdi onların anısına Teoman Alpay’ın o güzel şarkısını dinleyeceğim." Sevmekten kim usanır tadına doyum olmaz..."