Beykoz Belediyesi’ne yönelik soruşturmada tutuklanan ve 67 yıl 3 ay hapsi istenen Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 26 sanığın yargılandığı davada tüm tutuklu sanıklar tahliye edildi.
Görevden uzaklaştırılan CHP’li Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu "ihaleye fesat karıştırma" ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" suçlarından açılan davada, tüm tutuklu sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi.
Köseler'in, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma", "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 17 yıl 6 aydan, 67 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken, duruşmanın üçüncü günü Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Ara kararın öncesinde savunma yapan Köseler, "Beykoz halkının en sağından soluna kadar insanların oylarını almış bir belediye başkanıyım. Bu dava siyasi değildir, bunun altını çiziyorum. Bu davanın şu anki iktidar ile alakası yok. Bu insanlar ile de ilgisi yok" dedi.
Fidan Gül konusunda da savunma yapan Köseler, "Söylediği detaylar taktiksel olarak doğrudur. Beykoz Belediyesi'ne direkt başkan yardımcısı yapamazdım yoğurt yiyişini görmem lazımdı, önce müdürlük verdim. Parti içinden ‘başkan yardımcısı olmazsa’ gibi telefonlar geldi. Ben yapmadım, yoğurt yiyişini gördüm sonra yaptım” dedi.
Savcılık makamı, anık Alaattin Köseler, Veli Gümüş, Serdar Karahan, Havva Dindar ve Uğur İnci'nin tutukluluk hallerinin devamını, tutuksuz sanık Yıldız Güneş'in ise tutuklanması talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme tüm sanıkların tahliyesine karar verdi.
(Gerçek Gündem)
Başkan Köseler, 28 Haziran'da sosyal medya hesabı üzerinden kendisi ve ailesinin yalnız burakıldığını vurgulayarak, şu mesajı paylaşmıştı:
Değerli Beykozlu Hemşehrilerim,
Öncelikle, dört aydır tutuklu bulunduğum Silivri Cezaevi’nden hepinizi hasretle selamlıyorum.
Son zamanlarda sizlerden gelen mektuplardan aldığım yoğun şikayetler ve kamuoyunda çıkan haberler doğrultusunda, seçilmiş Beykoz Belediye Başkanı olarak bu açıklamayı yapmayı bir zorunluluk olarak görüyorum. Sizlere karşı her zaman açık, şeffaf ve samimi olmayı bir görev bildim.
Göreve gelirken savunduğumuz ilke ve değerlerin yaşadığımız şu süreç içerisinde tamamen anlamının yitirildiğini sizlerden aldığım mektuplar ve ulaştırılan bilgiler doğrultusunda açıkça görebiliyorum. Bazı hizmetlerde aksaklıklar yaşandığını, büyük bir heyecanla açılışını yapmaya hazırlandığımız kreşlerin henüz faaliyete geçmediğini, 1999-2004 yılları arasında gelenek haline getirdiğimiz ve çok önemsediğim Mahalle Toplantılarının yapılmadığını, artık bir rutin haline gelen Halk Buluşmalarının düzenlenmediğini öğrenmiş bulunuyorum.
Ayrıca, Beykozluyu mağdur edecek, sakıncalı bulduğum bazı gruplarla gizli kapılar ardında, yine onay vermediğim ekiplerce, verilmemesi gereken kritik imar izinlerinin verilme safhasında olduğunu da öğrenmiş bulunuyorum. Bu sürece Beykozlular sahip çıkmalıdır. Dediğim gibi önceliğimiz her zaman Beykoz’un çıkarlarına verilecek kararların arkasında durmaktır.
Tutuklu bulunduğum bu süreç diliminde üzülerek görüyorum ki, Sayın Özlem Vural Gürzel’in ve ona akıl veren ekibin; liyakatle ve özenle göreve getirdiğim birçok kişinin işine son vermeleri; haklı gerekçelerle görevden uzaklaştırdığım kişileri ise ödüllendirir gibi yeniden göreve çağırmaları, iyi niyetli ve dayanışma içerisinde olmayı amaçlayan hiçbir kişinin sergileyeceği bir tutum değildir.
Vekillik görevi; seçilmiş belediye başkanının vizyonuna sahip çıkmak, aldığı kararlara saygı göstermek ve onun yokluğunu bir fırsata çevirmek yerine, kendisine emanet edilen iradeyi sağduyu ve olgunlukla korumaktır.
Sayın Özlem Vural Gürzel de, seçilmiş 31 meclis üyelerinden biridir. Bıraktığım emaneti, diğer meclis üyeleriyle birlikte, ortak akılla; dışlamadan, ayrıştırmadan yönetmesi gerektiğini unutmamalıdır.
Her zaman belirttiğim gibi, Beykoz; mahalle kültürüne sahip, aidiyet ve vefa duygusu güçlü, çok özel bir ilçedir. Beykoz’un, Beykoz’la organik ya da duygusal bağı olmayan kişilerle yönetilemediği geçmişte de görülmüştür.
Bizler gecemizi gündüzümüze katarak, büyük bir mücadele ile “Beykoz’u Beykozlular yönetecek” diyerek yola çıkmıştık. Üzülerek görüyorum ki hem bu sloganın hem verdiğimiz emeklerin hem de Beykoz halkının şahsıma gösterdiği sevginin değeri bilinmemektedir. Değersizleştirilmektedir.
Beni seçen Beykozlular bu vefasızlığı kabullenecek insanlar değildir.
Dört ayda beni yalnızca iki kez ziyaret eden sayın vekil, tüm uyarılarıma rağmen Beykozluluk bilincine gereken hassasiyeti gösterememiştir. Kendisinin, vekâleten yürüttüğü görev süresi boyunca Beykoz'u tanımayan, bu kente hiçbir aidiyeti olmayan ve şahsıma kurulan kumpasın doğrudan parçası olan kişilerle birlikte hareket etmeyi tercih ettiğini görüyorum. Kaldı ki, bu kumpası kurgulayanların, kendi içimizden (belediye) olduğunu da bütün kamuoyu bilmektedir.
Üzülerek görüyorum ki, bu süreçte birleştirici olması gerekenler ayrıştırıcı olmayı tercih etmiştir.
Şahsımın referans gösterdiği insanları bile görevden alarak tam bir ötekileştirme sergilemiştir.
Bir vekil kendi seçilmiş başkanının isteklerini neden görmezden gelir? Bunları kimlere hizmet etmek için yapar?
Bunu, bütün Beykozlu hemşehrilerime soruyorum?
Özellikle yaşadığımız bu süreçte “BİZ” olma sorumluluğunun ne kadar değerli olduğunu vurgulamak zorundayım.
Sayın vekil geçici bir görevde olduğunu unutmamalıdır.
Umarım bu mektup kendisine ve akıl hocalarına bir farkındalık oluşturur. Beykoz’un seçilmiş belediye başkanı görevine tekrar dönene kadar Beykozluların tüm hassasiyetlerine hakim bir belediye başkanının tecrübelerini daha dikkatle uygular.
Değerli Beykozlu Hemşehrilerim,
İddianame 25/06/2025 tarihinde bana ulaştı, duruşmaya henüz çıkmadım. Bunu hatırlatmak isterim.
Benim yüce Türk adaletine inancım her şeye rağmen tamdır.
Bu süreçte her türlü linç karşısında yalnız bırakılan ailemin maalesef yanında olamıyorum. Gerek oğlum, gerek eşim doğup büyüdüğüm Beykoz’da yalnız bırakılmış ve büyük bir haksızlıkla karşı karşıya kalmıştır.
Halen bazı kişilerin saygısızca ve büyük bir kötücüllükle tarafıma saldırdığını görüyorum. Ayrıca bu kişilerin partimize de büyük zarar verdiğini söylemek zorundayım. Bizi bu noktaya getiren bu grup, yakın zamanda ilahi adaletle hak ettiklerini bulacaklardır.
En kısa zamanda bu süreci atlatacağımıza ve yine bir arada olacağımıza bütün kalbimle inanıyorum.
Sizlerle tekrar kavuşana kadar kıymetli Ailem ve Beykozumuz için kurduğumuz ortak hayaller siz değerli hemşehrilerime emanet.
Hepinizi sevgi ve hasretle kucaklıyorum.
Alaattin Köseler
Beykoz’un Seçilmiş Belediye Başkanı
Silivri