GÜNDEM Haber Girişi : 13 Mart 2020 17:25

“BU BİR RANT PROJESİDİR”

“BU BİR RANT PROJESİDİR”

İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, TMMOB, EGEÇEP ve 107 vatandaş, Çeşme-Urla bölgesinde 12 bin hektarlık alanın turizm ve kültür gelişme bölgesi ilan edilmesine ilişkin kararın iptali için dava açtı.

İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, TMMOB İzmir İKK, EGEÇEP ve 107 vatandaş, 12 Şubat 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Çeşme-Urla bölgesinde 12 hektarlık alanın turizm ve kültür gelişme bölgesi ilan edilmesine ilişkin kararın iptali için dava açtı. İzmir Bölge Adliye Mahkemesine dilekçe verdikten sonra adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

Açıklamada konuşan TMMOB İzmir İKK Sözcüsü  Melih Yalçın, konuya dair detaylı bir rapor hazırladıklarını ve ileriki zamanlarda bunu kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Turizm gelişme bölgesi ilan edilen bölgenin tarım arazilerini ve orman alanlarını içerdiğini ifade eden Yalçın, doğal yaşam alanlarını korumak adına kararın kamu yararına olmadığını ifade etti. Kamu yararına olmayan bu kararın iptali için dava dilekçesi verdiklerini dile getiren Yalçın, davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

“HUKUKA AYKIRILIK KARARLARINA RAĞMEN YAPILIYOR”

Avukat Ömer Erlat da 2005 yılında da benzer bir durum yaşandığını ve o tarihte Danıştay’da açılan davada iptal kararı verildiğini hatırlatarak, “Şimdi aynı hukuka aykırı işlem 12 bin hektarlık alanda tekrar yaşanacak. Daha önce Danıştay kararları ile verilmiş hukuka aykırılık kararlarına rağmen ısrarla hukuka uygun karar vermeyen idare burada idari bir karar tesis etti. Biz de iptal davası açtık. Umut ediyorum hukuk gerçekleşir ve bu karar da iptal edilir. Kamu yararı bunu gerektirir. Bence İzmir’in en başta büyükşehir belediye başkanı olmak üzere idarecileri de bu gerçeği bilmek durumundalar. İzmir’in kamu yararı bunu gerektirir” dedi.

“BU BİR RANT PROJESİDİR”

İzmir Baro Yöneticisi Sinan Balcılar ise yaptığı açıklamada, on gün önce acele kamulaştırma kararının iptali için dava açıldığını hatırlatarak, “Bugün de turizm bölgesinin sınırlarının genişletilmesine karşı dava açtık. Bu iki dava birbirleri ile birleşik durumdadır. Bu tamamen bir rant projesidir. Nasıl Kanal İstanbul ile İstanbul birilerine peşkeş çekiliyorsa; Karaburun, Urla ve Çeşme dahil yarımadanın yarısının turizmcilere satılması ve halka kapatılması söz konusu olacaktır. Burada bir hak ihlali vardır. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız. Benzer tahsis kararlarının alınması gündeme gelecek. Bunların da takipçisi olup hepsinin iptali için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.