Böke neden kaybetti?

Daha dün Selin Sayek Böke'yle aynı fotoğraf karesine girebilmek için insanüstü çaba harcayanlar bugün Böke'nin üzerinde bulunduğu tabureye tekme atmak için sabırsızlanıyor.

Siyasetin 'kirli yüzü', ellerinde baltalarla linç kültürüne yeni bir halka ekleme arzusuyla yanıp tutuşuyor.

2014'ün eylülünde başlayan siyasi yolculuk 2017'in mayısında çıkmaz sokağa girmiş durumda.

Neden?

Selin Sayek Böke neden bu kadar kısa bir zaman içinde siyasetin kaybeden yüzü oldu?

Bunun üç yönlü cevabı var.

Siyasetin genel kuralları..

CHP'nin kendine özgü havası..

Ve elbette, Böke'nin kişisel hataları.

Akademisyen kökenli siyasetçilerin ortak hatasına Böke de düştü.

Kendisini alkışlayanların, sırtını sıvazlıyanların, fotoğraf çektirmek için yarışanların gerçekten kendisini sevdikleri için bunu yaptıklarını zannetti.

Süheyl Batum'un, Birgül Ayman Güler'in yanılgılarıyla Selin Sayek Böke'nin yanılgısı arasında bir fark yok.

Onların çevrelerinde gördüğü kalabalık onların temsil ettiği makama tapan, gücü seven, güçlü bir figürle yan yana olmaktan zevk alan tiplerden oluşuyor.

Makam gittiği anda ortalıktan buhar olmaları da bu yüzden.

Böke, pazarlama projesi olarak CHP'ye getirildiğini bir türlü anlamadı.

Çevresinde ona bunu anlatacak kapasitede bir ekibin olmaması en büyük eksiğiydi.

Çok dar bir kadroya güvendi, onlarla siyasi yol haritasını belirledi.

Tabandan gelmeyen, parti içinde belli değerlere sırtını yaslamayan, sırf vitrine konulmak için transfer edilmiş bir figürdü.

Son kullanma tarihi geldiği için de Kılıçdaroğlu tarafından dışlanmaya başladı.

Önce arkadan 'Sine-i Millet' çıkışı için itelendi ardından kendi parti sözcüsünü yalancı durumuna düşüren açıklama getirildi.

Böke, parti içinde artık istenmediğini anladığı için kırıldı, kırıldığı için istifa kararını aldı.

Siyaseti bilmediği, istifa kararını açıklama zamanından belli.

Kılıçdaroğlu'nun parti içi muhalifleri Fikri Sağlar'ın üzerinden köşeye sıkıştırmak istediği bir dönemde, Havuz medyasının bilinçli olarak mikser görevi gördüğü bir anda istifasını açıkladı.

Aslında istifasını açıklamadı, siyaseten intihat etti.

CHP'de sırtını dayayabileceği hiçbir grup yok.

Kemal Derviş, Dünya Bankası, IMF ya da İstanbul medyası Böke'yi CHP içinde istediği yere taşıyamaz.

Köklü bir ağacın köksüz bir dalıydı, koptu, gitti.

Siyasete ilk girdiği günlerde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan bir röportajında 'Genel Başkanlık mı? Aman Allahım!' sözleriyle bunun düşüncesi bile imkansız mesajı vermişti.

Dediği gibi de oldu.

Son dönemde PM'nin laneti gibi bir durum oluşmaya başlaması da ilginç.

Selin Sayek Böke 35.Kurultayda PM'ye en yüksek oyla giren isimdi.

34.Kurultayda aynı ünvan eski müftü İhsan Özkes'e aitti.

Özkes partiden ayrılırken arkasında teneke bağlayacak duruma gelmişti.

İnşallah Böke'nin durumu ona benzemez.