GÜNDEM Haber Girişi : 17 Mayıs 2020 15:55

KARANTİNA ADASI HIZLA ERİYOR...

KARANTİNA ADASI HIZLA ERİYOR...

KARANTİNA ADASI HIZLA ERİYOR...

 

TEDBİR ALINMAZSA BİR SÜRE SONRA GELECEK NESİL
BİR KARANTİNA ADASI VARDI DİYECEKLER...

Önceleri Klazomanai Adası diye anılan 320 dönümlük ada, Büyük İskender Klazomanai yi işgal etmek ve adaya kaçan
yerli halkı esir almak için, adaya ilk yolu yaptı.
O zamandan beri ada; Yarımadaya dönüştü ve doğal yapısı bozuldu. Ada, kuzeyden ve güneyden gelen esen rüzgarlar tarafından
meydana getirilen erozyon, adayı 256 dönüme indirdi.
2003 yılında belediyenin yapmış olduğu harita ile, 1963 yılındaki harita arasında 64 dönüm kayıp var.
Bu arada 17 yıl daha geçti aradan. Yani erime süratle devam ediyor.
Adayı Urla ile irtibatlayan 1955 yılında yapılmış olan yolun menfezlerin tıkanması durumunda daha kötü duruma geleceği bir gerçektir.
Ben uzman değilim ama, Urla da kaldığım 10 yıl içinde bir çok uzman ve arkeologla konuştum. Bana göre en doğrusu, yakın zamanda kaybettiğimiz Prof Dr.
Hayat Erkal'ın önerisi, Hayat Hoca ile yaptığım bir görüşmede konuyu açmış ve düşüncesini sormuştum " Bağlantı yolunun altında bulunan menfezler yeterli su sirkülasyonunu sağlanmadığı görülmektedir. Kuzeyden ve güneyden gelen
rüzgarların kabarttığı deniz topladığı her şeyi bu menfezlere yığmaktadır. Ayrıca bu rüzgarlar ve dalgalarla kumlarda yer
değiştirmekte, giderek Kalabak sahili bataklığa dönmektedir.
Yolu sütunlar üzerine almak ve altından suyun rahat dolaşımı sağlanmak bu işin çözümüdür" demişti.
Bence sadece erime bu kadar değil. Urlayı serin yapan ve
yaz akşamları dahi ceket giydiren meşhur Poyraz Rüzgarı
özellikle yarım adanın kuzey burnunu törpülemektedir. Oysa bu kuzeye bakan kısımda (resif) çalışması yapılırsa kuzey uçta
erime durur. Adanın erimesi tabi ki çok önemli, Kuzey kıyıların
erimesi daha da önemli... Nedenine gelince; kuzey ucunda
bulunan 5 Bin kişilik anfi tiyatronun bulunmasıdır.
Sondaj kazısı yapılmış ve tiyatronun kalıntıları çıkmıştır.
Ayrıca; bu tiyatronun hemen üstünde Tanrı Atena ya ait mabetin
temeli çıplak gözle görülmektedir.
Limantepe'de halen çalışması yapılan Dünyanın en eski Limanı için deniz altında ve üstünde faaliyetin sürdüğünü biliyoruz. Bu limanın biraz daha küçüğü Karantina Adasında vardır.
Yine kıyılarda Roma villaları ile demir eritme ocakları çıplak gözle görülmektedir. Ayrıca küçük bir Roma iskelesi de halen ayaktadır. Adada bulunan mağaradan Koca Dağ'a ve Urla ya deniz altından bir yol olduğu anlatılmaktadır.
Ben bu mağaraya girdim. Geniş bir holden sonra Koca Dağ istikametine giden bir mağara yolu gördük. Ama biz donanımlı
değildik, mağaracı hiç değildik. O nedenle kısa süren ziyaretten sonra mağaradan çıktık.
Adada nefis bir palmiye ormanı ve çamlıklar ve yüzeyde bulunan
taştan oyulan güneş saati, çok sayıda sütun başları ile çok sayıda sütunlar bulunmaktadır.yapılmalıdır. Ada da bir hastahane binası ile bir otel de bulunmaktadır. Oteli
Ada korunmalıdır. Tarihi için, ormanları için, anfi tiyatro için, liman için, iskele için ve halen ayakta olan Dünyada üç tane bulunan
bir tanesi de Karantina adasın da bulunan Taaffuzhane (Karantina Binası)
için ve adanın bitmemesi için gerekli tedbirin alınması için hemen çalışma Sağlık Bakanlığı dinlenme tesisi olarak kullanıyordu. Taaffuzhane de müze olarak kullanılmak üzere Urla Belediyesine devredilmelidir. Tam müzelik bir bina,
Urla ya lazım olan müze için de ideal.
Biraz uzun oldu ama bu konuda yazacaklarım, yazdıklarımın yanında hiç kalır...
Konuya çözüm getirmek, yerin sahibi durumunda olan Sağlık
Bakanlığına aittir diye düşünüyorum...