EĞITİM Haber Girişi : 25 Ocak 2020 10:00

Kantinlerde yiyecek satışına önlem alınmadı

Kantinlerde yiyecek satışına önlem alınmadı

Devlet okullarında kantinlerden aldıkları yiyecekler yüzünden ölen çocuklara ilişkin tartışma devam ederken, MEB’in kantinlere ilişkin şikâyetlerde çocukların hayatlarını hiçe sayarak “süreci yazışmalarla uzattığı” ortaya çıktı.

Ankara ve Diyarbakır’da kantinden aldıkları yiyeceklerin soluk borularına takılması yüzünden yaşamını yitiren çocuklara karşın Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hâlâ okul kantinlerine karşı sorumluluk sürecini uzatıyor. Cumhuriyet’ten Ozan Çepni'nin haberine göre, MEB’in ihmallerini de gözler önüne serdi. 

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, kendilerine dönem başında iletilen şikâyet üzerine harekete geçti. İlk olarak Sakarya’daki bir okul kantininde mevzuata uygun şekilde üretilmeyen, etiketinde “Çocukların dikkat ve aktiviteleri üzerinde olumsuz etkinleri bulunabilir” uyarısı bulunan gıdanın satışının yapıldığı tespit edildi. 

İLK ADIM BİR AY SONRA

Gıdanın Türkiye genelinde satıldığının belirlenmesi üzerine Tarım ve Orman Bakanlığı, “meyveli sprey içecek” olarak belirtilen gıdaya ilişkin resmi kontrollerin yapıldığı, ürünlerden numune alındığını ve MEB’den de gerekli tedbirlerin alınmasını Kasım 2019’da resmi yazı ile istedi. 

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uyarısına karşın MEB ilk adımını bir ay sonra atabildi. MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatına zararlı gıdalara ilişkin talimatının Ankara ve Diyarbakır’daki çocuk ölümlerinin ardından iletmesi de dikkat çekti. MEB’in uyarısının taşra teşkilatlarına ulaşması için de en az bir aylık süre gerekti. Çocuk sağlığına zararlı olduğu tespit edilen gıdanın kantinlerde bulunup bulunmadığının tespiti ve tedbir alınması için gönderilen yazının önce il milli eğitim müdürlüklerine, ilçe milli eğitim müdürlüklerine ve oradan da okul yönetimlerine ulaşana kadar yaklaşık bir aylık süre MEB içinde bürokratik yazışmalarla geçirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tedbir çağrısının okullara ulaşana kadar geçen yaklaşık üç aylık süreçte, zararlı gıdanın kaç kantinde ve kaç adet satıldığına, kaç çocuğun tehlike altında olduğuna ve üzerinde açıkça uyarı bulunan gıdanın okullara nasıl girdiğine ilişkin soruşturma başlatılmaması da dikkat çekti.