EKONOMİ Haber Girişi : 28 Ağustos 2019 21:30

HÜZÜN VE ACI YAŞAMAYALIM

HÜZÜN VE ACI YAŞAMAYALIM

İzmir Ticaret Odası Ağustos toplantısına Geçtiğimiz günlerde yaşanan Orman Yangınları,Deprem, Kadın cinayetleri ve Ro-Ro seferleri yapacak tırların şehir trafiğinin yoğun olmayan saatlerinde girişine izin verilmesi damga vurdu.Başkan Özgener Ağustos ayında birçok acı yaşandığını bu acılar ülkemiz için büyük üzüntü yaşattı inşaalah böyle acılar bir daha yaşamayız vurgusu yaparak Deprem konusunda kentin toplanma bölgelerinin neresi olduğunu vatandaşın bilinmediğini tehlike yaşamadan önlem alınması gerektiğinin altını çizdi.

Başkan Mahmut Özgener  yaptığı konuşmada Ağustos maalesef çok acı olayları yaşadığımız, aklımıza hüzün verici, korkunç görüntülerin kazındığı bir ay oldu...

Yaz aylarında yaşadığımız yangınlardan, kadınların yaşadığı cinayetlerden bahsederek konuşmalarıma başlıyorum.

Bu kronikleşmiş sorunları her zaman gündemde tutmamızın, hayatımızda bu gerçeklerin var olduğunu anlamamızın önemli olduğunu düşünüyorum.

Ve hepinize bir dostunuz, ağabeyiniz, kardeşiniz olarak şu net ama acı gerçeği bu konuşmamın girişinde hatırlatmak istiyorum…

Hepimiz birlikte bir şeyler yapmadığımız sürece bu ay yaşadıklarımız gelecekte de tekrarlanacak.

İzmir'in ormanlarını saran yangınlar, Emine Bulut vb. kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet haberleri,maalesef bu sorunların kalıcı olduğunu bir kez daha gösterdi...

Bu ay yaşananları iyi okumalı, anlamalı ve bir şeyler yapmalıyız.

Orman yangınları, sadece son yılların değil, cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşadığımız en büyük sorunların başında geliyor.

Ve planlı müdahale, gerekli teçhizata sahip olma, yangınlar yaşandıktan sonra değil öncesinde hazırlık yapmakla engellenebilecek bir sorun...

Bütün yapmamız gereken hazır olmak...

Ve hazır olmayı sadece devletten, hükümetlerden beklememek...

Hepimiz İzmirimiz’in güzel ormanları, ülkemizin dört bir yanında doğa yanarken çaresizliği yaşadık.

Ben şahsen bir daha bu çaresizliği yaşamak istemiyorum. Bir araya gelelim, ekoloji ve ormanlarla ilgili uzman üyelerimiz, arkadaşlarımız bize bilgi versin, yönlendirsin. Devlet yetkilileriyle, Sivil Toplum Örgütlerle bir araya gelelim...

Hep birlikte hazır olalım...

İzmir'in, Ege'nin, Türkiye'nin tek bir ormanını bir daha alevler içinde görmemek için ne yapacaksak hemen yapalım...

Yangında kaybettiğimiz ormanları yerine koymak için başlattığımız “Hedef 1 Milyon Fidan” gibi kampanyaları daha da ileri götürüp, ülkemize yeni ormanlar kazandıralım.

Oda olarak, “Hedef 1 Milyon Fidan” kampanyasına 10 bin findan bağışı yaptık. Üniversitemiz de 10 bin fidan bağışlayarak kampanyayı destekliyor.

Maalesef bu ay içimizi acıtan başka bir olay daha yaşadık.
Emine Bulut'un en cani duygularla, çocuğunun gözü önünde katledilmesi, sonrasında verilen tepkiler, yine başka bir gerçeği yüzümüze vurdu...

Ülkemizde, neredeyse her gün bir kadın cinayeti işleniyor. Ülkemize hiç yakışmayan bu tablo,  erkek şiddetine karşı hepimizi isyan ettirdi.

Ancak isyan etmemiz yetmiyor, üzülmemiz ve  lanetlememiz yetmiyor, hayatını kaybeden, yaralanan kadınlarımızın arkasından ağlamak, acı duymak yetmiyor...

Öncelikle yaşananların asayiş sorunu değil, toplumsal bir sorun, sosyo-kültürel bir sorun olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz.

Sonra hep birlikte kadınlarımızı dinlemeliyiz...

Onların öncülüğünü kabul etmeli, neler yapabileceğimizi onlardan öğrenmeliyiz...

Kadınlarla ilgili en temel sorunlarla ilgili yapılan toplantılarda, çalışmalarda bile erkekleri kürsülerde, karar verici rollerde görüyorsak, ortada bizim de dahil olduğumuz kültürel bir sorun var demektir.

Kadınlarımızı "korunacak" varlıklar olarak görmeyip, onların sorunlar karşısındaki çözümlerine saygı göstermeyi öğrenirsek, erkek egolarımızı bir kenara bırakırsak ilk adımı atmış oluruz.

Kadın cinayetlerini hep birlikte durdurmak için önerilerini, görüşlerini, projelerini kadın üyelerimizden rica ediyoruz. Onlara hak ettiği değeri vermemekte direnen her odağın, her kişinin karşısında olduğumuzu da belirtmek istiyorum.

Geçtiğimiz ay acı bir olay yaşamasak bile, her an gündemimizde olması gereken bir diğer konu da depremler…

1. derece deprem kuşağında yer alan kentimiz için son derece önemli bir risk teşkil eden deprem gerçeğini ve kentsel dönüşümü enine boyuna tartışmak gerekiyor.

Marmara Depremi 20 yılı geride bıraktı. Ağustos ayı içerisinde İzmir ve Denizli’de yaşanılan depremler bazı önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini hatırlamamıza neden oldu.

Deprem yönetmelikleri büyük felaketlerin ardından değişti, yeni yapılan inşaatlara bazı standartlar getirildi, ancak bunlar ne kadar yeterli tartışmalıyız.

Türkiye kentsel dönüşümü hızlandırmalı. Geleceğin kentleri şimdiden inşa edilmeli, deprem riski en aza indirmeli.

Deprem anında toplanma yerleri ile ilgili halkımızın bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Deprem bu kentin gerçeği ve deprem öncesi ve sonrası tüm tedbirlerin önceden bilinmesi ve farkındalık yaratılmasında fayda görüyoruz.

Oda olarak bu konuda da katkı sağlamaya hazırız.

Bu acı olayların arasında gündem maddelerimize dönmemiz zor geliyor ama Dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri birlikte değerlendirerek işe başlayalım.

Dünya ekonomisindeki gelişmeleri, küresel ticareti ve para akışını yönlendiren yetkili isimler, farklı değerlendirmelere ve farklı kararlar almaya devam ediyor.

Amerikan Merkez Bankası FED,11 yıl aradan sonra ilk defa faiz indirimine gitti. FED Başkanı Powell, dünya ekonomisindeki yavaşlamaya dikkat çekiyor ve özellikle Euro Bölgesi ve Çin'deki zayıflıklara değiniyor.

Zayıf küresel büyüme ve imalat sanayiinin ABD ekonomisi için risk oluşturduğuna dikkat çekiyor.

FED’in faiz indirimlerine devam etme olasılığı arttı. Bu durum, Türkiye’nin dahil olduğu gelişen ülkeler için avantaja dönüşebilir. Türkiye’nin yüksek faiz ve nispeten ucuz borsa verileri diğer ülkelere göre daha cazip imkânlar sunuyor.

Avrupa Merkez Bankası da, ticaret gerilimlerinin yüksek olması ve anlaşmasız Brexit riskinin devam etmesini neden göstererek yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerinde Euro Alanının daha zayıf bir büyüme sergileyebileceğini belirtti.

Kısacası, dünyadaki gelişmeler ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmamızı söylüyor…

Ülkemizin bir numaralı ticari partneri AB’de yaşanan daralma, ülkemiz ihracatını belirgin biçimde yavaşlatıyor. Avrupa’nın büyümesi ve ekonomik durumu ülkemiz dış ticareti için büyük önem taşıyor.

Cari işlemlerde 12 aylık cari fazla 538 milyon dolar oldu. Bu durum, devamlı cari açık vermeye alışmış Türkiye ekonomisi için istisnai bir durum...

Katma değerli üretim ve ihracata dayalı ekonominin geliştirilmesiyle birlikte cari fazladaki bu başarıyı kalıcı hale getirmek esas hedef olmalıdır.

Türk Eximbank, KOBİ’lere ve yüksek teknolojili ürün üreten ihracatçılara kullandırdığı TL kredilerindeki faiz oranını % 15,19’dan % 11,84 seviyesine indirmiştir.

Bu adım, ihracatçılarımızın rekabet gücüne önemli bir katkı sağlayacak.

Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank konut kredi faizlerini yüzde 1'in altına çekerken, vadeleri de 180 aya çıkardı. Konut kredisi faiz oranlarındaki indirim, konut satışlarına ve inşaat sektörüne olumlu yansıdı.

Ancak, yalnızca kamu bankalarının değil, özel sektör bankalarının da faiz oranlarında indirime gitmesi gerektiği açık…Bu arada, 16 Ağustos’ta yüksek montanlı kredilerin, ekonomide ve bankacılık sisteminde yarattığı riski azaltmak üzere BDDK tarafından kredi kullanımında bağımsız denetim raporu sunma sınırını 500 milyon TL’den 100 milyon TL’ye düşüren yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yayımlanan “Bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına ilişkin yönetmelik” ile denetleme kapsamına alınan kredi oranı %33’ten %47’ye yükselecek.

Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları (YEP) 2019 yılı Nisan ayında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanmış ve toplam riski 100 milyon TL ve üzeri olan grupların, bağımsız denetim raporlarını bankalara sunmasının zorunlu hale getirileceği belirtilmişti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının "uçtan uca yerlileşme" olarak da bilinen “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı”, Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararlarıyla yürürlüğe girdi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, sanayi alanında ihracatta orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 39'dan yüzde 50'ye çıkarmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı hazırlanırken geleceğin teknolojik ürünleri dikkate alındı. Programda, Ar-Ge, yatırım ve üretim teşvikleri tek pencereden yönetilecek.Oda olarak bunu önemsiyor ve destekliyoruz.

Türkiye ekonomisini yönlendiren veriler incelendiğinde;

TÜİK, Haziran 2019 verilerine göre; ülkemizde ihracat % 14,3, ithalat ise % 22,7 azaldı.

Dış ticaret açığı % 42,5 azalarak 3,1 milyar dolara geriledi, ihracatın ithalatı karşılama oranı 2018 Haziran ayında % 70,1 iken, 2019 Haziran ayında %77,7'ye yükseldi.

Sektörlere detaylı bir şekilde baktığımızda, özetle, İzmirgeçen 9 yıl içerisinde Türkiy ekonomisinden en çok pay alan üçüncü kent olma konumunu koruyor. Bu rakamlar hem başarıyı, hem de büyük bir potansiyeli gösteriyor.

Odamızın da içerisinde yer aldığı Tarımsal OSB Projeleri ile İzmir’in tarımsal sanayi potansiyelinin etkin kullanılmasının sağlanacağını düşünüyoruz.

İzmir’in bu noktada desteklemelerden yararlanabilmesi önem taşıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Kırsal Kalkınma Destekleri 13. Etap Kapsamında Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Hakkında Tebliğ, 2 Ağustos 2019 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu konuda da çok farklı konularda yüzde 50’ye varan destekler olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Haftaya Çarşamba Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programıyla ilgili Odamızda bir toplantı düzenleyeceğiz. Katılımınızı bekliyoruz.

Peki bu ay biz Oda olarak neler yaptık?

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu evsahipliğimizde toplandı.

TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri; Odamızı, İzmir’deki Oda ve Borsaları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İzmir Valisini ziyaret etti. Geçen yıl Ağustos ayından bu yana İzmir Alsancak Limanı’ndan Ro-Ro taşımacılığı yapılamıyor. Gerekçesi ise yine geçen sene alınan UKOME kararı idi.

UKOME şehir merkezindeki trafik yoğunluğunu gerekçe göstererek Ro-Ro seferlerinin iptaline zemin hazırlayan karar almıştı.

Halbuki Ro-Ro seferleri için tırlar, şehir trafiğini hafta sonu gece saatlerinde kullanıyor. Sayıları da konteyner tırlarının çok çok altında.

Oda olarak, Ro-Ro seferlerinin İzmir Alsancak Limanı’ndan yeniden başlatılmasına ilişkin İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne girişimlerde bulunduk.

Çabalarımız sonucunda, 8 Ağustos 2019 tarihli UKOME toplantısında karar revize edildi.

Buna göre; Ro-Ro seferleri yapacak tırların şehir trafiğinin yoğun olmayan saatlerinde girişine olanak tanındı.

Şimdi revize edilen bu UKOME kararı ile birlikte Ulaştırma ve Bakanlığı nezdinde girişimlerimizi başlatacağız. Önümüzdeki hafta Sayın Bakanımız’ı ziyaret edeceğiz.Amacımız, İzmir-İtalya Ro-Ro taşımacılığı hizmetinin, Çeşme ve İzmir Alsancak Limanı çıkışlı olmak üzere, her iki liman üzerinden verilmesini sağlanması.

Odamız koordinasyonunda İzmir Tarım Müdürlüğü, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçı Birlikleri, Deniz Ticaret Odası, Üniversiteler, Birlik, Dernek ve Kooperatiflerin temsilcilerinin bir arada bulunduğu İzmir Balıkçılık Çalışma Grubu kuruldu.

Çalışma Grubu, sektöre yön vermekte ve sektörün taleplerini tüm paydaşların katkıları ile birlikte iletiyor. Avcılık sezonu 1 Eylül’de başlayacak. Tüm balıkçıların verimli ve bol kazançlı bir sezon geçirmelerini diliyoruz.

Değerli Meclis Üyelerimiz,

4 Ağustos 2019 tarihi itibariyle hizmete giren İzmir-İstanbul Otoyolunun İzmir ticari hayatına ve kentimiz gelişimine olumlu katkıları olacak. İlk aşamada, Kurban Bayramı trafiğinin azalmasına önemli katkısı oldu.

Yapımı devam eden İzmir-Ankara Hızlı Tren Hattı, İzmir-Çandarlı Otoyol Projesi ve İzmir Çandarlı Limanı gibi projelerin de tamamlanmasıyla İzmir’in ülkemizin yurtiçi ve yurtdışıyla bağlantısının çok daha güçleneceği açık.

88 yıldır devam eden ve ülkemizin fuar geleneğini başlatan İzmir Enternasyonal Fuarı’na Oda olarak destek vermeye devam ediyoruz.

Dünyanın en büyük nüfusuna sahip iki ülkesi bu yıl fuarda başrolde…Partner ülkenin Çin Halk Cumhuriyeti, odak ülkenin Hindistan olduğu fuara tüm üyelerimizi davet ediyoruz.

Çin, farklı sektörlerden 69 firma ile fuara iştirak edecek. Bu firmalara ek olarak fuar ile eş zamanlı Türkiye – Çin Halk Cumhuriyeti İş Forumu düzenlenecek. Türk ve Çinli firmaları bir araya getirecek networking buluşması gerçekleştirilecek.

Dünya devi Çin ile aramızdaki işbirliğini güçlendirmek için elimizden geleni yapacağız.

Bildiğiniz üzere Vakfımız, inşaat alanında mesleki yeterlilik belgesi vermek üzere yetkili belgelendirme kuruluşu olarak faaliyet göstermekte.

Bununla birlikte, TOBB Meybem işbirliğinde motorlu kara taşıtları, emlak ve farklı sektörlerde mesleki yeterlilik belgesi hizmeti de veriyoruz.

Mesleki Yeterlilik Belgelerinin tanınırlığı konusunda güzel bir gelişmeyi size aktarmak istiyorum.

Mesleki Yeterlilik Belgeleri ve Kimlik Kartları 15 Ağustos tarihinden itibaren Türkçe – İngilizce olmak üzere artık çift dilde basılacak.

İlk etapta Türkçe – İngilizce düzenlenecek olan belgeler, önümüzdeki dönem Türkçe – Almanca, Türkçe – Rusça ve Türkçe – Arapça düzenlenebilecek. Böylelikle, yurtdışındaki projelerde ve işyerlerinde istihdam edilen vatandaşların belgelerini ayrıca tercüme ettirmelerine gerek kalmayacak.

Ülkemizin nitelikli ve belgeli işgücünün serbest dolaşımının geliştirilmesi yönünde önemli bir adım atılmış olacak.

Ayrıca, geçen ayki Meclis’te dile getirilen meclis ve komite üyelerimiz için İngilizce Dil Kursu ile ilgili çalışmayı da başlattık. Eylül ayı itibariyle kursumuzu açıyoruz.

İzmir Ekonomi Üniversitesi olarak yeni yönetimimizin önderliğinde bu sene ilk defa girdiğimiz üniversite sınavlarından büyük bir başarıyla çıktık.

Geçen seneye kıyasla, yerleşmede doluluk oranımızı 15.6 puan arttırarak %91’e çıkarmayı başardık.

Ekranda gördüğünüz üzere, Türkiye’deki ilk 20 Vakıf Üniversitesi’nin doluluk oranlarının üzerinde bir başarı yakaladık ve  2012 yılından beri İzmir’deki Vakıf Üniversiteleri arasında doluluk oranında bu sene ilk defa açık farkla lider konuma yükseldik.

Geçtiğimiz yıl toplam 1.551 yeni öğrenci bünyemize katılırken, bu yılki sayımız 1.843’e ulaştı. Geçen yıl ek kontenjan olarak 116 öğrenci aldık. Bu sene de benzer bir rakam bekliyoruz.

Üniversite sınavı sonrasında, bünyemize kattığımız öğrenci sayısını arttırırken, Üniversitemizin kalitesini de önemli ölçüde yükselttik.

Örneğin; geleceğin yükselen mesleği olan Yazılım Mühendisliği’nde İzmir Ekonomi Üniversitesi ortalama başarı puanında vakıf üniversiteleri arasında Türkiye birinciliğini elde ederek en nitelikli öğrencileri bünyesine kattı.

Endüstri Mühendisliği’nde ise bir önceki yılın başarı puanına göre Türkiye’deki tüm vakıf üniversiteleri arasında 18. sıradan 5. sıraya çıkmış bulunuyoruz.

Böylece, ülkemizde başarısını en çok yükselten vakıf üniversitesi olduk.

Üniversitemize %50 bursla yerleşmiş öğrencilerimiz İzmir’deki tüm devlet ve vakıf üniversitelerine birincilikle girebiliyor.

Her bir bölümünde başarıyı hedefleyen üniversitemiz, benzer şekilde Psikoloji, İşletme, Mütercim Tercümanlık ve Endüstriyel Tasarım gibi dallarda yine İzmir’de tüm devlet ve vakıf üniversitelerine girebilecek öğrencilerin tercihi oldu.

Doluluk ve öğrenci kalitesindeki yükselişimizi bu sene önemli ölçüde arttırdığımız burslar sayesinde elde ettik. Üniversite genelindeki bursluluk oranımızı %25’ten %41’e çıkarttık.

Bunu yaparken de bir vakıf üniversitesinin başarısının sürekliliğini göz önünde bulundurarak, kontenjan hesaplarımızı çok detaylı bir çalışma sonrasında belirledik.Böylece, öğrenci sayımızı ve niteliğini arttırmanın yanında, üniversitemizin yeni öğrenci gelirlerini böylesi zorlu bir yılda %26 arttırmamız mümkün oldu.Bu önemli başarıyı sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Üniversitemizin temel hedefi doğrultusunda sahip olduğumuz nitelikli öğrencilerimize, geleceğin dünyasında iyi iş imkanları sunma çabalarımızı da sürdüreceğiz.İzmir Ticaret Odasının desteği ile öğrencilerimizi 80 bin işveren ile buluşturacağız. Aynı zamanda Türkiye’nin yükselen yıldızı İzmir’i daha yukarılara taşıyacak donanıma sahip gençleri şehrimize kazandıracağız.

Gelişmeler bu şekilde…

Önümüzdeki günler 30 Ağustos ve 9 Eylül’ü bir kez daha idrak edecek ve ülke olarak en değerli varlıklarımız olan bağımsızlık ve cumhuriyeti bir kez daha hatırlayacağız.Hem bizlere bugünlere yaşatanlara minnettarlığımızı sunuyor, hem de gençliğimize aynı bilinci aşılamayı hedefliyoruz diye konuştu. Ayrıva Akşam yemeğinde eski Meclis Başkanı Necip Kalkan'a hizmetlerinden dolayı plaket verildi.