BİR TIP ÖĞRENCİSİNDEN DAHA FAZLASI...

İNSANCIK

 BİR TIP ÖĞRENCİSİNDEN DAHA FAZLASI...

Geçen Cumartesi, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindeydim. Havada hafif yağmur ve yıllardır görmediğim muhteşem bir gökkuşağı vardı çalışmanın yapılacağı kampüse girerken. Önce Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrenci Başkanı Gizem ve arkadaşları karşıladı beni güler yüzle.

(TurkMSIC) Türk Tıp Öğrencileri Birliği'nin davetlisiydim. Birleşmiş Milletler ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından resmi olarak tanınan IFMSA'in (Uluslararası Tıp Öğrencileri Birlikleri Federasyonu) Türkiye'deki temsilcisi konumundaki Öğrenci Birliğinin, "İnsan Hakları ve Barış" çalışma kolunun bir etkinliğine katkı sunmam için çağrılmıştım. Değişik üniversitelerden yaklaşık 70 Tıp öğrencisiyle unutamayacağım bir gün geçirdim.

İlk gözüme çarpan bir kaç öğrencinin tişörtündeki "bir tıp öğrencisinden daha fazlası..."yazısıydı.

Sabah oturumunda "Çocukla İletişim" anlattım onlara. Çok aktif ve eğlenceli yorumlarla katkı sağladılar sunumuma.

Benden sonra iki öğrenciden bizim eğitim fakültesi öğrencilerini kıskandıracak tekniklerle bezeli muhteşem bir sunumla, gerçek anlamda bir "ders aldık". Mültecilerle, sığınmacılarla ile ilgili olarak Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü'nden ülkemizde yapılan çalışmalara kadar geniş bir açıdan bilgiyle ve empatiyle doyurulduk. Mülteci sığınmacı ayrımını bilenlerin oranını merak ettim o sırada.

Ev sahibimiz, İzmir Tabip Odası Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Fehmi Akçiçek; kendi aydınlığına ve inceliğine yakışan umut dolu, nefis bir konuşma yaptı. Öğrencileri ve beni onurlandırdı.

 Sonrasında Ege, Dokuz Eylül, Kâtip Çelebi, Celal Bayar, Adnan Menderes, Sıtkı Koçman, Osmangazi, Akdeniz ve Pamukkale üniversitelerinin tıp fakültelerinden gelen öğrencilerle lezzetli bir öğle yemeği ve sonrasında; yer yer eğlenceli yer yer yürek burkan öğle arası sohbetiyle gönlümüzü ve kalbimizi doyurdu

 Öğleden sonra sıra dramaya gelmişti. Dramanın doğru anlaşılmasının gerekliliğini düşünerek; ama sıkıcı da olmamaya çalışarak; seminer salonunda kısa bir teorik sunum yaptım. Uygulama aşamasına geldiğimizde başka bir alana geçtik bina içerisinde. İlk önce psikolojik, sosyal ve psikolojik ısınmalarını hedefleyen hareketli oyunlarla başladık. Görmeliydiniz! Çok coşkuluydular sesleriyle, hareketleriyle. Babamdan duyduğum, Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde halk oyunları oynayan gençlerin sesleri vardı sanki kulağımda yıllar sonra ve yüzlerce kilometre uzağında Ankara'nı

 Sesimize koşarak gelen güvenlik görevlileri, önce biraz şaşırarak baktılar, anlamlandırmaya çalıştılar yaptıklarımızı. Bir temsilci öğrencinin yaptığı açıklamadan sonra, gülerek biraz da mahcup el sallayarak ayrıldılar yanımızdan. Biz çocuklarla yapılabilecek drama örnekleriyle dolu dolu sürdürdük çalışmalarımızı

 "Drama hayatın provasıydı." Provanın provasını yapmaya çalışıyorduk

 Ertesi günkü buluşmayı heyecanla bekliyorlardı. Hilal'de yaşama tutunmaya çalışan sığınmacı çocuklarla çalışacaklardı. İletişim becerileri ve oyunlarla torbalarını doldurmaya çalışıyorlardı. Sorular, sorular geldi sonra. Kaygılı, heyecanlı ve komik sorular

Genel ve oyun içerikli değerlendirmeyle bitti günümüz?

 Sığınmacı çocuklardan önce benim oyun arkadaşım olmuşlardı. Sanki insana dair tüm güzellikleri ve değerleri simgeliyorlardı. İçimde geleceğe ilişkin umut ve yoğun bir iyimserlikle ayrıldım Bornova'dan

Ertesi gün coşku dolu fotoğraflarını paylaştılar benimle. Zeki oldukları kadar, güzeldiler ve duyarlıydılar da?

İyi ki vardılar?

 Bir tıp öğrencisinden daha fazlasıydılar...

 Gökhan TEKİN 

Etiketler : der
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Nazlı Özer 01 Ocak 1970 02:00

    Başarılar Gökhan Bey,,sizi özledik..🌸