İKİ ANAKARA İLK KEZ BİRLEŞTİ

Atina’ya 67 km mesafedeki önemli ticari ve yolcu limanı Lavrion ile Türkiye’nin batıya açılan kapısı Çeşme Limanı arasında düzenlenen feribot seferleri her iki yakada düzenlenen törenlerle başladı..

Tamamen yerli ve milli Türk firması Ege Deniz Yolları  (Aegean Sea Ways) Gemi İşletmeciliği tarafından Ukrayna’dan kiralanan Kaunas adlı feribot, iki ülke arasındaki mesafeyi 7 saat gibi inanılmaz bir süreye düşürürken, Yunanistan üzerinden tüm Balkan ve Avrupa ülkeleri ihracat ve ithalatına da neredeyse yarıya düşürdüğü nakliye süresiyle olumlu katkılarda bulunacak..

ÇEŞME - LAVRİON İLK SEFERİ ATİNA’DA DA COŞKU YARATTI

Son 25 yılın en büyük hayallerinden olan ve İzmir Ticaret

Odası bir önceki dönem Başkanı Ekrem Demirtaş’ın 26 yıllık başkanlığı süresince her fırsatta gündeme getirdiği İzmir - Atina feribot seferleri gerçek oldu..

Bir seferde 360 yolcu, 500 otomobil ve/veya 90 TIR taşıyabilen 8 katlı 25 bin grostonluk Panama bandralı Kaunas feribotunda yolcuların konforlu seyahat edebilmeleri için 70 kamara, restaurant, kafeteryalar, çocuk oyun salonları, freeshop mağazası, sauna ve güvertede güneşlenme olanakları sunuluyor..

Türkiye acenteliğini Asaf Denizcilik’in, Yunanistan acenteliğini ise Pire merkezli Stefmar Acentesi’nin üstlendiği hatta yolcu bilet fiyatları 55 Euro’dan başlıyor..

Bir taraftan cumhuriyetin 100. yılı büyük hedefleriyle 2023’e yürüyen ülkemizde bir tane bile Türk bayraklı kruvaziyer gemimiz olmamasının mahcubiyeti yaşanırken, diğer taraftan dış ticaretin bel kemiğini oluşturan Avrupa’ya yönelik TIR taşımacılığı, karayolu bağlantısı dışında deniz üzerinden 36 saatlik İtalya hattıyla gerçekleştirilmeye çalışılıyordu.  

Zamanında dünya denizciliğine damgasını vurmuş Osmanlı’nın, Piri Reis ve Barbaros Hayrettin’in torunları olarak; özellikle yolcu gemiciliği konusunda dost komşu ülke Yunanistan’ın çok gerilerinde kalan Türk denizciliği adına şimdi önemli bir adım atıldı. 30 Haziran’da Çeşme’de, 1 Temmuz’da ise Lavrion’da düzenlenen törenlerle ilk karşılıklı seferini gerçekleştiren Kaunas feribotu, bundan böyle iki kıtayı en kısa sürede birbirine bağlamış oldu.

1 Temmuz’daki ilk seferinde 10 araç ve 108 yolcu ile Atina Lavrion Limanı’na yanaşan feribot için Lavrion Gümrük Müdürlüğü’nde bir tören düzenlendi. Törene T.C. Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Yunanistan Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Hristos Spirtzis, Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanlığı Genel Sekreteri Dionysis Temponeras, Lavrion Belediye Başkanı Dimitris Loukas, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik İşadamları Derneği Başkanı Manolis Vitsaras, Turizm Ofisi FEDHATTA Başkanı Lisandos Tsilidis, Uluslararası Denizcilik Birliği’nden Stamatis Goveris, Lavrion Liman Başkanı Dimitris Nikolaou, Lavrion Liman Başkanlığı CEO’su Manolis Maragoudakis, Aegean Seaways Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İpek, Aegean Seaways Yunanistan Acentesi Stefmar’ın Temsilcisi Stefanos Karakanis başta olmak üzere birçok yetkili, iş insanı ve davetli konuklar katıldı.

İŞBİRLİĞİ ULUSLARARASI ANLAŞMALAR ÇERÇEVESİNDE OLMALI

Törende konuşan Yunanistan Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Hristos Spirtzis, bugünün çok önemli olduğuna dikkat çekerek, mübadele Anadolu’dan gelen atalarının Lavrion Limanı’na geldiklerini söyledi. Spirtzis, “İki halkın dostluğu ve işbirliği daima uluslararası hukuk ve uluslararası anlaşmalara saygı çerçevesinde olmalıdır. Haftada 3 sefer yapılacak. Böylece uluslararası bir proje olan Lavrion ile Türk kıyısı Çeşme arasında başlatılan seferler bir dostluk adımıdır” diye konuştu.

İKİ ANAKARA İLK KEZ BİRLEŞMİŞ OLDU

Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin bugünün herkes için mutlu bir gün olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Çünkü iki ülke arasındaki Ege Denizi’ndeki mesafenin daha da kısaldığını ve halklar arasındaki iletişimi artıracağını söyledi. Özügergin, “Bugüne kadar Türk anakara ile Yunan adaları arasında seferler vardı. Bu hatta ilk kez iki anakara birleşmiş oluyor. Ege Denizi’nin iki yakası arasında da yolcu, araç ve kargo taşımacılığı yapılacak. Türkiye Yunanistan’ın ihracatında üçüncü sırada yer alıyor. İthalatta da Top Ten (En İyi 10 ülke) içinde. Bu hat düşük maliyet ve nakliyede zaman tasarrufu açısından iki ülke arasındaki ticaret açısından da büyük bir öneme sahip”.

 

HATTI OLUŞTURMA ÇABALARINI TAKDİR EDİYORUZ

Daha sonra kürsüye gelen Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanlığı Genel Sekreteri Dionysis Temponeras, Lavrion Liman Başkanı Dimitris Nikolaou, Lavrion Liman Başkanlığı CEO’su Manolis Maragoudakis yaptıkları konuşmalarda, iki kıyı arasındaki bağlantının önemine değinerek, özel sektörün bu hattı oluşturma ve başarma çabalarını takdir ettiklerini söylediler.

 

LABORATUVAR BİR AN ÖNCE AÇILMALI

Lavrion Belediye Başkanı Dimitris Loukas ise uzun süredir özlemini duydukları bir dileğin gerçekleştiğine dikkat çekerek, balık gibi gıda ürünlerinin ithalat/ihracatının yapılabilmesi için beldelerinde bir gümrük laboratuvarının olmadığını, AB nezdinde girişimde bulunduklarını ve bir an önce kurulması gerektiğini söyledi.

 

BİR AMACIMIZ DA LAVRİON VE ÇEŞME’NİN TURİZM MERKEZİ OLMALARI

Aegean Seaways Yunanistan Acentesi Stefmar Ltd’nin temsilcisi Stefanos Karakanis, geminin Lavrion Limanı’ndan her pazartesi - salı ve cuma günleri olmak üzere haftada üç gün sefer yapacağını belirterek, “Saat 22:00’de hareket edecek gemi ertesi sabah saat 06:00’da Çeşme Limanı’na yanaşmış olacak. Bu hatla Türk ve Yunan sınırındaki trafik yoğunluğunu azaltmayı ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olmayı hedefledik. Sadece yaz aylarında değil seferler yıl boyunca sürecek. 1989 yılında inşa edilen Kaunas feribotu 191 metre uzunluğunda ve Lloyd sertifikasına sahip. Yüksek kapasitesi ve garajının yüksekliği dolayısıyla özel yük arabaları da taşıyabiliyor ve bir helikopter pisti var. Bu hat; açılması düşünülen Selanik - Midilli - İzmir hattından çok daha önce gündeme gelmişti ve ticari trafiğin yanı sıra Lavrion ile Çeşme’nin turizm merkezi olmalarını arzu ediyoruz” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından Lavrion Liman Başkanı Dimitris Nikolaou tarafından T.C. Atina Büyükelçisi Burak Özügergin’e bir plaket takdim edildi.

 

BUGÜNÜN MİLYAR DOLARLIK KURULUŞU UND’NİN HATTAKİ İLK ADIMINDA BENİM DE TUZUM VAR

Hatta seferlerin başlaması nedeniyle ilk tören ise geminin hareketinden 5 saat önce Çeşme Limanı’nda yapıldı. Ege Deniz Yolları Gemi İşletmeciliği Yönetim Kurulu Başkanı Bülent İpek, düzenlenen bu ilk törende tarihi bir olaya tanıklık edildiğini, uzun yıllardır her iki ülke üst düzey yöneticilerinin bu hattın oluşması yönünde gösterdikleri inanılmaz gayretlerin nihayet sonuç verdiğini ve Çeşme - Lavrion tarifeli seferlerinin start aldığını söyledi. Bülent İpek, bu hikayenin aslında 1993 yılında başladığına dikkat çekerek, “Yugoslavya iç savaşının yaşandığı o günlerde Avrupa’ya açılan karayolu kapıları kapandı. Gerek ihracatçılarımız, gerekse Avrupa’da yaşayan gurbetçilerimiz için karayolu ile Türkiye’ye geliş gidişleri imkansız hale gelmişti. O dönemde ilk ışık açıldı diyebilirim. Kişisel olarak benim de gayretlerimle bugün milyar dolarlık bir yatırım haline gelmiş Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) bu hattaki taşımacılık biriminin ilk temellerini Yunanistan’dan bir gemi kiralamak suretiyle başlatmıştık. Sonrasında gurbetçilerimiz için hatlar açılarak feribot seferlerine başlanmıştı” diye konuştu.

 

DENİZLER HAKİMİ OSMANLI’NIN TORUNLARIYIZ AMA

Bu noktada özellikle bir konuyu törene katılan misafirlerle paylaşmak istediğini ifade eden Ege Deniz Yolları Yönetim Kurulu Başkanı İpek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizler Piri Reis’in, Barbaros Hayrettin’in torunlarıyız. Ama üzülerek ifade etmeliyim ki bundan ciddi anlamda rahatsızlık duyuyorum ve sizinle de paylaşmak istiyorum. Komşumuz Yunanistan toplam nüfusu 12 milyon olan bir ülke ama 10 bin grostonun üzerinde Yunan bayraklı 100’lerce gemiye sahipler. Ona keza yine sahibi Yunanlı olan ve serbest bayraklı 100’lerce gemileri var. 80 milyon nüfuslu ve hedefleri çok büyük olan bu ülkenin uzun yol yolcu gemisi sayısı sadece 3’tü. Ankara, Samsun ve İstanbul adlı gemilerle bu deniz yolculuğu maceramız 1986 yılında başladı. Dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal’a barter teklif eden Polonya devletinden alınan bu 3 gemi ile Türk Denizcilik İşletmeleri’ni kurularak faaliyete başlandı. Sonra o 3 gemi de uluslararası sularda işletilemeden bir tanesini donanmaya verdik, bir tanesi eğitim ve araştırma gemisi olarak Piri Reis Üniversitesi’ne tahsis edildi. Üçüncüsü de önce Hindistan’a kiralandı şimdi de Sudan’a kiralanmak üzere hazırlandı ama o da olmadı. Yani dünya denizciliğine damga vurmuş Osmanlı’nın torunları olarak, Yunanistan’ın yanı başında, özellikle yolcu gemiciliği ve denizcilikten bu kadar geri kalmış olmak gerçekten çok mahcubiyet verici. Düşününüz böylesi büyük kapasiteli bir ülkede, 2023’e yürüyen bir ülkede bir tane Türk bayraklı kruvaziyer gemimiz yok. Oysa geçen yıl Türk vatandaşlarından toplam 65 bin kişi çeşitli ülkelerin kruvaziyer gemileriyle seyahat etme imkanı buldular. Bugün sadece ETS şirketimiz, ki bu noktada gururumuz diyebilirim, sadece vizesiz Yunan adaları turunu yapabiliyor. Ama bildiğimiz o çok katlı, içinde her türlü fasilitesi, turistik hizmetlerin sunulduğu kruvaziyer gemimiz yok. Oysa Antalya’da yüzlerce 5 yıldızlı otelimiz var. Muhteşem bir turizm işgücü kapasitemiz var, ama bir tane bile gemimiz yok.”

 

İHRACATIN TIKANDIĞI NOKTADA BİZ VARDIK

Denizcilik sektörünün bu açmazı karşısında kendisini de sorumlu hissettiğini vurgulayan Bülent İpek, “Ben bu uğurda gemiciliği misyon edindim. 23 yıldır bunun için uğraşıyorum. 1993 yılında bir yolcu gemisi satın aldım, Çeşme hattında çalışması için uğraştım. Sonrasında çeşitli kiralık gemilerle operasyon yaptım. 2012 yılında Suriye’de iç savaş çıkıp Cilvegözü sınır kapımız kapanınca, TIRlarımız gidemeyecek notaya geldiğinde, ihracatımız tıkandığında, Ekonomi Bakanı’mızla birlikte ortak proje yürüterek iki gemiyle İskenderun’dan Mısır’ın Port Said Limanı’na, oradan da Adeviye Limanı’na bütün ihracatın yolunu açan operasyonu da yaptık. Maalesef 31 Mayıs 2013’te halk ayaklanması süreciyle Tahrir Meydanı’nda başlayan ve askeri darbe ile sonlanan gelişmeler neticesinde projemiz durmak zorunda kalmıştı” dedi.

 

BU HAT İLİŞKİLERİ GELİŞTİRSİN, İHRACATIN ARTMASINA  KATKI SAĞLASIN

Bugün gelinen noktada, Kaunas feribot ile Atina’ya açıldıklarını belirten İpek sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı:

“Hepimizce malum, iki ülke zaman zaman siyasi ve diplomatik gerginlikler yaşıyor. Ama şu bilinmelidir ki bu hat her iki ülkenin diplomatik, sosyal ve ticari ilişkilerine katkı sağlar. Yine hepimizce malumdur Yunanlıların Türkiye’de hala akrabalıkları var. Buna karşılık Türklerin de Yunanlılara karşı büyük sempatisi var. Aslında halklar bir anlamda kardeş gibi. Ama belki siyasi gelişmeler nedeniyle hep mesafeli gibi gösterildiler. Umuyorum ki bu hat bu ilişkilerin yeniden daha sıcak hale gelmesi konusunda katkı sağlar. Ülkemiz için hayırlı uğurlu olsun diyorum.  Ticari anlamda da ihracatımızın artması yönünde katkı sağlamasını umuyorum.”

 

İHRACAT NE KADAR HIZLI OLURSA O KADAR AVANTAJ SAĞLAR

Törende ikinci konuşmacı olarak kürsüye davet edilen Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, ülkemizin malum olduğu üzere ihracatla kalkınan bir ülke olduğuna dikkat çekerek, “Dış ticaret bizim için çok önemli. Dışarıdan gelen para ile zenginlik artar. Türk dış ticaretine bakacak olursak, son 15 yılda iddialı şeyleri başardık. Şimdi bu iddialı hedeflerden biri de 2023 yılında ihracatı üç katına çıkarmak. Ancak görüyoruz ki; Türkiye'nin özellikle kara sınır kapıları, performans olarak ihracatı taşımaktan uzak. Batı ülkelerine gitmek için Kapıkule sınır kapısında 2-3 güne varan beklemeler yaşıyoruz. İpsala’da da bunlar yaşanıyor. Yine Bulgaristan’ın diğer sınır kapısı Hamzabeyli’de de durum farklı değil. TIRlar turistik gezi yapmıyor, ticari mal taşıyorlar. Ne kadar hızlı, ekonomik giderlerse o kadar avantajlı. Ben bu hattın çok başarılı olacağını düşünüyorum. Özellikle Ege’deki taşımacılarımız için önemli bir fırsat sunuyor” dedi.

 

MEDENİYET DENİZDEN YAYILMIŞTIR

Diplomat Barış Kalkavan Dışişleri Bakanlığı Denizcilik, Havacılık ve Hudut Genel Müdürlüğü’nü temsilen katıldığı törende verdiği özel demeçte, uzun süredir beklenen Çeşme ile Lavrion arasındaki hattın açılışına katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle konuştu:

“Bu hattı sadece Çeşme ile Lavrion’u bağlayan bir hat olarak görmemek lazım. Bu hat aynı zamanda İzmir’i Atina’ya, Ege Bölgesi’ni Attika’ya (Başkent Atina ve çevresini kapsayan tarihi bölge), Anadolu’yu da Yunan anakarasına bağlıyor. Medeniyet denizden yayılmış. Bu hatla kültür alışverişimiz artacak. Aynı zamanda ticari ve ekonomik alışverişimizin de artacağını ümit ediyoruz. Bunu bir başlangıç olarak görüyoruz. Umarım bundan sonra hem hat, hem de gemi sayısı olarak artarak devam eder.”

 

DOĞUNUN EN BATISI, BATININ EN DOĞUSU

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk ise yaptığı konuşmada, bulunduğumuz bölgenin doğunun en batısı, batının da en doğusu olduğuna vurgu yaparak, “Türkiye köprü bir ülke, şimdi bir köprü daha ekleniyor. Uzun kuyrukların oluştuğu kara sınır kapılarımızda süre kaybı oluyor, maliyetler de artıyordu. Oysa ihraç edilen ürünler bir an önce Avrupa pazarlarına gitmelidir. Bu hat bunu gerçekleşebilecek, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

 

SÖRVEY NEDENİYLE DÖNÜŞTE GECİKME YAŞANDI

Düzenlenen törenden 6 saat sonra, 1 Temmuz’un ilk dakikalarında Çeşme’den hareket eden feribot, ilk seferinde 10 araç ve 108 yolcu ile öğleye doğru Lavrion Limanı’na geldi. Burada düzenlenen karşılama töreni sonrasında feribot Yunan liman otoritesi tarafından sörveye alındı. Geminin büyüklüğüyle orantılı olarak hayli uzun süren kontrol sonrasında uluslararası sefere uygunluğu tescil edilen feribot, aynı gün akşam saat 22:00’de hareket etmesi gerekirken, 4,5 saat gecikmeyle limandan ayrılabildi. Yetkililer bunun ilk sefer olması nedeniyle yaşandığını belirterek, bundan sonraki seferlerde geminin tam saatinde hareket edeceğini söylediler. 12 araç ve 90 yolcuyla Lavrion’dan 02:30’da hareket eden Kaunas feribotu dün (2 Temmuz) öğleye doğru Çeşme Limanı’na yanaşarak ilk seferini tamamlamış oldu.

 

 


03.07.2019 13:42:00